Gerçek olan hep bir adım geride kalan topal. İstirahate çekildim bir istridye kadar. Öyle sert bir zırhı olan çelik dahi yapışkan, Şekli sıcaklıkla dahi düzelmeyen yaşam. Yerde pire, yerin dibine yetmişaltı evren. Yetse dahi insan için yenisi varsa dilen! Tuhaf tuhaf resimler, şifre gülen aşüfte Karşılaşma şansım olsa sorardım ki "nesin sen?" Ömre gölge düşse o an güneş biraz ferahlar. Eksilse sayı, sayısı, sayımız olsa bi'kaçlar. Foton foton her hücreye taşın sekiz dakika, Bende olsa anahtarı da sekiz dakika otursam. Bir taşımlık kaynat, toprak olmamışsa oynat. Yerin üstü kabuk bağlamış içiyse oynak Oysa uçmak için oynar, her insan aynı soydan. Neslim için geç kalındı artık oyunu oyna... Biriktirip zamanı ve zamanında kumların, Sürtünerek bi' sürtüğün düşmesine izledim. Yerçekimi bir İKLİM için manasını kaybeder, Gün geceden aç kalır ve dönmesini bekleyip. Ne var-ne yok arka tarafı parlamayan yuvarlak. Için rahat değil yahut buradan anlaşılmaz. Öyle uzak, öyle melanet bir yerde görünmek, Sanma karizmatik şuan med ve cezir kepaze! Içimdeki ses öbeklerinde yatan sefiller, Karanlık bir atmosferin derinlerine gizlenen. Benim dedim kapıyı çalıp kapı açılsa içerden, Güneş girmemiş bu odayı bir dikişte içerken. Bir nefeste olsa içim bir seferde dolsa, Açmam için beklemeden pare pare solsam Oysa olmasaydı yaşantım ve olmasam da burada, Neslim için geç kalındı artık oyunu oyna.