Savrulup duruyorsun Önemsiz, istenmeyen Belki kapı arkalarında beklenmeyen Önemli odalara alınmayan Önemli paraların sahibi olmayan Önemli makamların da şahsında kalan Güzel yerlere sokulmayan Kıyıda köşede bekletilen Önemsiz biri diye görüyorsun kendini Korkulu sınavlardan geçiyorsun Sırada bekletiliyorsun Şefkâtsiz görüyorsun dünyayı Sana aldırış edilmediğini düşünüyorsun Öyle görüyorsun Oysa; oysa sana şefkât eden bir rabbin var Bilmiyorsun Sahipsiz sanıyorsun kendini; sahibin var ama görmüyorsun O seni ve senin sevdiklerini şefkâtle terbiye ediyor Herkesi ama herkesi rahmetinin kucağında ağırlıyor Sen sevilmeseydin Sen sevilmeye değer olmasaydın Görünmeye değer olmasaydın Şimdi burada olabilir miydin Şimdi bu sozü duyuyor olabilir miydin mesela Bu sesi duysan da anlıyor olabilir miydin İşte bak! Bak işte; nereden nereye geldin Var edilişin, sevildiğin için. Öyle bil Yokluğuna razı olunmadı senin Buradasın bu yüzden. Böyle gör Eksikliği hoş görülmeyensin sen Şimdi burada, bu yüzden insansın Görüyorsun, duyuyorsun, anlıyorsun Konuşuyorsun, düşünüyorsun; ne âlâ Seviyorsun, seviliyorsun Seni severek var eyledi rabbin Yoo. Yoo. Yoo. Zoraki değil Hadi bu da olsun; sıradanlığında hiç değil İki eliyle, seve seve, başka her şeyden Herkesten çok önemseyerek Özenerek var eyledi seni Parmak uçlarına bak istersen; bir tanesisin Bak! Gözlerinin ardına bak istersen Gözlerinin ardındaki retrina Başka hiç kimseninkine benzemiyor Herkese baktığı gibi bakıyor değil sana rabbin Hiç kimselerin bakmadığı gibi bakmış demek gözlerine Demek; biricik bir bakışı sana, biriciği biliyor seni Şimdi bak aynaya; hiç kimsenin yüzü gibi değil yüzün Benzersizsin! Bir tanesisin rabbinin Bu yüzü sana verdim Başka kimselere değil Diyen rabbinin fısıltısını duy aynada Senin varlığından hoşnuttur rabbin Sen seni az görenlere aldırış etme Senin nefes alışından hoşnuttur rabbin Seni çok görenlere aldırış etme Varlığın rabbine yük değil ki Seni yük görenlere aldırış etme Hem söyler misin bana Büyük ateşten küçük bir çıra tutuşturulsa; ateşten ne eksilir ki Yaşaman rabbine ağır değil İşte böyle Seni doyurmak, seni büyutmek o'na zor değil Senden sadece verdiklerine teşekkür etmeni istiyor Sadece teşekkür etmeni Sakın! Sakın! Sakın Sakın kendini burada sığıntı görme Seni güzelliklerin takdir edilesi seçmiş rabbin Hep böyle yapınca sen Sana daha güzelini vericeğini söylüyor işte Sonsuz, kedersiz, lekesiz, acısız Kesintisiz, korkusuz bir hayat lütfediyor sana Hem olur da sen o'na nankörlük etsen bile Güzellik karşısında duyarsız, hayretsiz kalsan bile İyilik karşısında minnetsiz, teşekkürsüz kalsan bile Üzerinden kudret elini Saçlarından merhamet elini çekmiyor rabbin Bekliyor seni Ümit ediyor dönersin diye Hissetmiyor musun her nefeste Rabbinin merhameti Tatlı serin bir sabah rüzgârı gibi saçlarını okşamakta Üzülme Sen o'nu unutsan da; o seni unutmuyor Sen o'na küssen de; o sana küsmüyor Sen o'ndan yüz çevirsen de, o senden yüz çevirmiyor Sen o'nun rahmetine rağmen O'ndan ümit kessen de O senden günahına rağmen ümit kesmiyor Bekliyor seni rabbin Sabırla bekliyor Dönüşünü bekliyor Bekliyor Hatanı fark edişini bekliyor Bekliyor, kendi kıymetini göresin diye bekliyor Bekliyor; hep sen! Sen! gelesin diye bekliyor Bekliyor rabbin Çünkü seni ümidi biliyor Çünkü seni ümidi biliyor