Üzülme Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir Kalpsizler üzülemezler ki Ne mutlu sana ki üzülebiliyorsun Dokunan var demek ki kalbine Ya dokunulmasaydı kalbine Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi Demek ki sen gözden çıkarılmadın Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın Üzülme Üzülüyorsan biri var ki Cılız varlığını düştüğü çamurdan kurtarmak istiyor Onun için dokunuyor kalbine Kıymetini bil ki üzmeye değer görüyor seni Hüzünlerin, kalbinin toğrağını allak bullak ediyorsa Sen ekilmeye layık bir topraksın demektir Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa Taş katılığında büyüttüğün güvenceler Yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir ♪ Üzülme Yüzün yerde geziyorsan Ellerin boynuna sarıylıysa İçini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara Yarının ovalarında rengarenk çiçeklerin olacak demektir Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini Rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını Bir yüce dağsın sen demek ki Az bekle Eteğinden serin pınaralar akmaya başlayacak demektir Üzülme Üzülüyorsan şımaramazsın Kibrin kirli tuzağına düşemezsin Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların Uzak geçersin isyanlı yollardan Heveslerin ardı sıra düşüp isyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin Üzülme Üzülüyorsan seni biri yakınlığına çağırıyor demek ki Biri yakınlığına çağırıyor seni Demek gözden çıkarmamış seni Üzülme Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını Umudunu kes sahte doymalardan Yüreğini küstür coşkulardan Kapı açıldı açılıyor demektir Üzülme Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini Şimdi elindekileri saymaya başla Ki hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir Bak, bak işte, zenginsin Nefesin var senin Üzülme Seni bir işiten var Seni, senin kendini bile sevmenden önce o sevdi seni Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından o çekip çıkardı seni Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil o Bak, yüreğinin her yangınına o yetişiyor Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor Seni herkesten çok o anlıyor Seni, senin kendini düşündüğünden çok o biliyor, o düşünüyor Şimdi, gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını Bir ebedi çerçevenin içinde, gösterişsiz, içten bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor Üzülme Varlığının tenine çiziktir her hüzün Varlığından haber verir üzüntün Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek o baktı Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk o andı Hatırını bildi Seni yanına aldı Seve seve hep yanında oldu Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile Sen her uykuda adını unuttuğunda bile Her defasında sabaha çıkardı seni Adını yeniden söyledi sana Sen onu defalarca unuttun ama O seni asla, asla unutmadı Üzülme Onun en sevdiği kulu da yalnız kaldı Taşlandı, sürüldü, yaralandı Aç, susuz kaldı Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı "Lâ tahzen, innallahe meânâ." Mahzun olma, bizimledir Allah, bizimle Üzülme Kaldır yüzünü yerden Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni sevgili Duy ki Rabb'in sana küsmedi ki, Rabb'in seni hiç terk etmedi Şimdi, gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin Rabb'in seni hiç bırakmadı, seni hiç terk etmedi; sana hiç, hiç küsmedi