Senin adımların var benim yaralarımda Güzel bir intiharsın sanılanın aksine Anıları kaz, bavuluna diz Başımı ağrıtma, yarın ağrıma girme Bir demet gül sana acılarımdan Bir tebessüm gelir açıklarına yüzünün Düşüp düşüp geçmek anımsamadan Düş kadar gerçek yanılsamalar Bir mezar yer eder kafatasıma Umut, sanat masalarına meze Birkaç yara taşımak narin bedenine külfet sahi Durma küfret sahip Toplayıp keşkelerimi neşter ediyim Seçmediğim bi canın cezasını çekmeliyim -mi Güldürme şimdi Gülüşlerim mezarların içindeki gibi Adımı yazın o lanet kaldırımlara Acımı dökmüşüm gözümden diyor kaldırıp kafanı yürü Değilim sandığın gibi Geriye dönmeliyim çelimsiz bir değirmen gibi Artık kara kara mürekkepler elimden gelir Batıyorum acı olan kuyu derinde değil Yine de uzanmadım eline bununla yetinmeliyim Bir tek yenilmediğim için mi sevinmeliyim? Zaman denen prangayı çıkar bileklerinden Unut gidenlerini Umuda tutunacak kadar uzat elini Yakından tanıyorum bu kavgaya uzak birini Adı ben, ya da dert ya da görenle göz Artık bir zahmet ölenle öl Anılarını gömüyor terk edilgen Sen de o çukura keşke girsen Kara kara düşün akıp gitme kollarımdan Yana döne ölüyorsun son dalımla Henüz on yaşında umutlarım Ölüm çıkmak için can atıyor damar yollarımdan İki güzel kelam et yalan tonlarında Ağlıyorum kimse senin gibi olmadığından Ya da senin gibi görmediğimden Kokunu çek al artık kolalı gömleğimden Tepeme biniyor bu ölüler gecenin bir yarısı Senin adını bağırıyorum duymuyor gibisin Avuçlarım hâlâ gökyüzünde Ölüm ufak ufak ufalanıyor gözümün önüne Yine de benim inadına gidesim gelir Ama gördüğün gibi kaçıyorum gerisin geri Ölüm dediğin umuda paralel Aynı annemin "Bari az iç" demesi gibi