Canı yanmış gibi çığlığının yankısı Kor olur ateş gibi düşer içime gün Yalnızlıkla çağırılan sıfattır garibanlığı, bağırma. O, en sevgisizliğe mahkûm olan şaşırma. Kimsesizlikle kavrulan yürür şehirlerimde adım adım Bir sonsuzluğa armağan olan Düşer dalından bir hiçe savrulan Tutunacak sıla sağanağına aşk yağmurundan kaçan Bulutlardan şans damlayan sihirli bir an Seni senden daha fazla sevecek olan ütopyalarla yan Kendi olduğu için suçlanan; Suç değil ki sevmek korkma O, en yalnızlığın karanlığına mahkûm olan susma Karmaşıklığa dolanan kavuşur kuşlar şehirlerine; Uzak yakına hasret kalan İç çektiğin anlarda başını öne eğmeden Hasret kaldığın anlayışı kimseden beklemeden Kadere isyan etmeden koşacağın bir yol bu yoruldum demeden İyilik ve saflığına durmadan bağırılan yorulma, O en sabırla dünyaya bakan sakın ha hiç solma Canın yanmış gibi isyanın var sorulduğunda, Şans hayat yolunda önüne taşlar koyduğunda. Kaderi takmadığında, Geleceğe odaklanıp geçmişi omuzlarında taşıdığında; Çökebilir dizlerin. Sakın hiç ümitsizliğe kapılma Kendine inandığın sürece hayat inattır ama Kırık kalpleri onarabilir sözlerin Pişman olan pes etmişler göreceksin aldanma. Onlar kendine inanmayanlar hadi diye yalvarma Koşacak gücü kalmayanların dünyasında Son sürat koşan umutlarla gem vuracaksın zamana Her gün yeniden ve yeniden doğacaksın Hiç pes etmemiş hiç bunalmamış Hiç yorulmamış gibi Her gün yeniden ve yeniden koşacaksın Tekrar kafa tutacaksın hayata Canı yanmış gibi Çığlığının yankısı Kor olur ateş gibi Düşer içime gün